Mehmet Akif Ersoy Doktor mu? Bir Yanılgının İzinde
Birçok kişi, İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’u hayatı boyunca yalnızca bir edebiyatçı ya da milli mücadele ruhunun sembolü olarak tanır. Ancak zaman zaman bazı kaynaklarda veya sohbetlerde onun “doktor” olduğu yönünde bir yanlış bilgiyle karşılaşırız. Peki bu iddia nereden çıkıyor, gerçekte ne kadar doğru, ve neden hâlâ dilden dile dolaşıyor? Gelin bu soruyu veriler, tarihsel belgeler ve insan hikâyeleri üzerinden birlikte inceleyelim.
—
Mehmet Akif Ersoy’un Eğitim Hayatı
Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, annesi ise Orta Asya kökenli Emine Şerife Hanım’dı. Kültürel açıdan güçlü bir aile ortamında yetişti.
İlköğrenimini Fatih’te tamamlayan Mehmet Akif, daha sonra Fatih Merkez Rüştiyesi’nde eğitim gördü. Arapça, Farsça ve Fransızca öğrenerek dil bilgisini derinleştirdi. Ancak asıl mesleki yönelimini belirleyen yer, Mülkiye Mektebi ve ardından girdiği Baytar Mektebi oldu.
Evet, Mehmet Akif bir “doktor” değildi ama veteriner hekimdi. 1893’te Baytar Mektebi’ni birincilikle bitirdi ve uzun yıllar veteriner olarak görev yaptı. Hayvan sağlığı üzerine uzmanlaşmış bu mesleği, halk arasında yanlış bir şekilde “doktorluk”la karıştırıldı. Bu durum, onun hakkında yaygın yanlış inanışlardan birine dönüştü.
—
Neden “Doktor” Sanıldı?
Halk arasında, özellikle Osmanlı’nın son dönemlerinde, tıp ve veterinerlik arasındaki fark bugünkü kadar keskin değildi. Sağlık alanında çalışan herkese “doktor” denilmesi alışıldık bir durumdu. Mehmet Akif’in Anadolu’nun farklı bölgelerinde yaptığı saha çalışmaları, köylülerle kurduğu yakın ilişkiler ve hayvan sağlığı üzerine verdiği emekler, onu halkın gözünde bir “doktor” figürü haline getirdi.
Bir diğer sebep de, Mehmet Akif’in bilimsel merakı ve disiplinli çalışma tarzıdır. Onun şiirlerinde bile doğa gözlemlerine, hayvan-insan ilişkisine ve toplumsal sağlık meselelerine sık sık rastlarız. Bu yönüyle de çoğu insanın zihninde bilim insanı imajı pekişmiştir.
—
İnsan Hikâyeleriyle Mehmet Akif’in Meslek Hayatı
Mehmet Akif yalnızca şiirleriyle değil, köy köy dolaşıp salgın hastalıklarla mücadele eden bir veteriner hekim olarak da iz bırakmıştır. Anadolu’nun en ücra köylerine giderek, hayvan hastalıklarının yayılmasını önlemeye çalıştı. Bu çabaları, sadece hayvanların değil, köylülerin geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığın korunmasına da katkı sağladı.
Düşünün: İstiklal Marşı’nın şairi, aynı zamanda köy meydanlarında insanların hayvanlarını muayene eden, onlara sağlık tavsiyeleri veren bir görevliydi. Onu “doktor” sanan halk, aslında bir bakıma kendi gözlemlerinden hareketle haksız sayılmazdı.
—
Geleceğe Yansıyan Bir Yanlış Anlayış
Bugün hâlâ bazı kaynaklarda Mehmet Akif’in doktor olduğuna dair söylentilere rastlamak mümkündür. Fakat doğru olan şudur: O bir veteriner hekimdi. Ve bu kimliği, onun edebiyatındaki doğa betimlemelerini, toplumsal sorumluluk bilincini ve halkla kurduğu bağları da güçlendirdi.
Bu yanlış inanış bize şunu da gösteriyor: Toplumun kahramanlarını tanırken, onların çok yönlü hayatlarını daha dikkatli incelememiz gerekir. Bir kişiyi yalnızca şair, yalnızca doktor, yalnızca memur gibi tek bir kimlikle sınırlamak, onun gerçek mirasını küçültmek demektir.
—
Sevgili okurlar, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce Mehmet Akif’in veteriner kimliği, onun şairliğini ve milli mücadeleye katkısını nasıl etkilemiştir? Yorumlarda fikirlerinizi paylaşın, birlikte tartışalım.
Yanıt yok